gezi eylemleri sırasında afrika turundan dönen tayyip ankara
ve istanbul'da mitingler yaparak, nefret söylemiyle birlikte akp'yi tahkim
ederken, ayrımlar da koymuştu.
o sıralarda bazı yerlerde polis şiddetinin yanına palalı
saldırganların şiddeti de eklenmişti....
berkin elvan'ın ölümünden itibaren sosyal medya üzerinden
gerçekleştirilen ve en basit, geleneksel (ölüye saygı, cenaze sahiplerinin
acısına saygı, acının yaşanması-sağaltılması için çaba vb.) değerleri yok sayan
söylemler gerçekte bir kin, nefret, ötekileştirme durumunun yansımalarıydı.
daha net bir anlatımla akp'nin kimliğinde cisimleşen bir islamcı faşizmin dile
getirilişiydi.
bu gece okmeydanı'nda bir kişinin ölümü sonrası akp'li
kalabalık bir grubun ellerinde sopalarla ve tekbir sesleriyle taksim'e doğru
yürüdükleri haberleri ve görüntüleri düştü internete... bu görüntülerin altına
yapılan yorumlarda akp'ye sahip çıkmanın yanında, intikam cümleleri, sokakların
geziciler'den temizleneceği vb. tehditleri vardı.
aylardır birçok kişinin dile getirmeye çalıştığı; tayyip'in
çatışma ortamını körükleyerek kendi tabanını sabitlemeye çalışacağı, yarattığı
şiddet ortamı, kullandığı nefret söylemiyle de sokakları çatışmaya açık duruma
getireceği saptaması ne yazık ki doğrulanıyor...
okmeydanı'ndaki akp'li kalabalığın görüntülerini izlerken
birşey daha net olarak görünüyordu. ellerinde sopalarla yürüyen bu kitlenin
yanlarında, yakınlarında polis araçları da vardı. yani ülkenin birçok yerinde
3-4 kişinin bir araya gelmesine katlanamayan polis buradaki kalabalığı
izlemekle yetiniyordu. önümüzdeki günlerde okmeydanı'nda öldürülen kişi de
gerekçe yapılarak sivil faşistlerin önceden belirlenmiş kişi ve yerlere yönelik
saldırılarda bulunma olasılığı çok yüksektir. çünkü; ülke psikolojik-sosyal-siyasal
olarak ikiye bölünmüş durumdadır ve günden güne acıma, insanlık, vicdan, empati
yapma, yaşama hakkının savunulması gibi temel değerler bile güncel (faşist)
siyasete kurban edilmektedir. çünkü; şiddet yönetim ve iktidar aracına
dönüşmektedir.
bu arada bir not daha düşmek gerek. çeşitli olaylar
nedeniyle zaman zaman tv.lerde, gazetelerde çok sayıda suriye'li sığınmacının
anadolu'nun çeşitli kentlerine dağıldığını (dağıtıldığını) biliyoruz.
muhaliflere yönelik saldırılarda bu suriye'lilerin de kullanılabileceğine
ilişkin ciddi endişeler var.
bugünden itibaren yapılabilecek tek şey; tekel eyleminde,
yatağan'da, gezi direnişi'nde, berkin'in cenazesinde vb. bir araya gelen tüm
muhalif unsurların demokrasi, özgürlükler, "adalet", yaşama hakkı,
halkların kardeşliği ve barış talepleri çerçevesinde bir cephe
yaratmaktır.
akp'nin (özellikle de tayyip'in) iktidarı elinde tutmak için
iç savaşı bile göze alabileceği, yerel seçimlerde bazı büyükşehirleri yitirip,
oy oranının %35-40 aralığında kalması durumunda, şiddeti yoğunlaştıracağı
kesindir. gülen cemaati'ne (paralel devlete) yönelik operasyon gerekçesiyle
ülke genelinde tüm muhalefete bir sürek avı başlatması şaşırtıcı olmayacaktır.
yerel seçimlerden sonra gerçekleştirilmesi olası ergenekon, odatv, kck benzeri
yeni, fakat toplumun muhalif unsurlarına yönelik toplu tutuklamalar, sansür,
fiili/açık baskı ortamı ve korku'nun yeniden üretilmesi süreci karşısında
direnebilmek için bugünden itibaren asgari/ temel hak ve talepler etrafında
birleşmek kaçınılmazdır.
13 Mart 2014
salim çalık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder