merhaba

sanata, bilime, dayanışmaya, emekten yana siyasete ve sevdaya dair paylaşımlarla bilginin ve deneyimlerin örgütlenmesi çabasıdır "insanın" yolculuğu...

12 Mart 2014 Çarşamba

güvercinlere de çocuklara da kıydılar

hrant dink, tehdit edildiği günlerde; "...güvercin tedirginliğinde yüreğim. biliyorum ki, bu topraklarda güvercinlere kıymazlar..." demişti.
GÜVERCİNLERE KIYDILAR !

rakel dink, hrant'ın cenazesinde; "Bir bebekten bir katil yaratan karanlığısorgulamadan hiçbir şey yapılmaz kardeşlerim..." diye seslenmişti.
ÇOCUKLARA KIYDILAR !

toplumun önemli bir bölümünün gönüllüce katilleri savunduğu, suç ortaklığı yaptığı, vicdanlarını pazara çıkardıkları gerçeğini, bu ülkenin muhalifler ve ötekiler için tehlikeli bir ülke olduğu sorgulanmadan birşey yapılamaz...




* "...
Ben ki bir anayım tarihin bağrında
Bir yanda zindandan tabutla çıkar dölüm
Bir yanda bulut bulut gelir ölüm
Susar nehir kıyılarında kuşlarım
Her bahar açmadan solar dalımda gülüm
Utan ey dünya
Dört parçama değil-hepten sanadır sözüm
..."
* Adnan Yücel (ateşin ve güneşin çocukları'ndan)

mahkeme kararlarını uygulamayan, uygulatmayan, hırsızları, rüşvetçileri koruyup iş ortaklığı yapan, "emri ben verdim" diyen tayyip yarım yamalak devlet düzenini;

tayyip'i referans alan küçük tayyipler de; "berkin'in orada ne işi vardı...?" diye başladıkları cümlelerle "iyi ki öldü" demeye getirerek insanlığı yok ettiler...

16 kg.lık bedeniyle berkin, ülkemizdeki insanlık ve vicdan ölçülerinin ve adaletin terazisini de yanında götürecek...
----------------------------- 
eskişehir'de polis anons yapıyor; "bu şehir hepimizin. şehrimize sahip çıkalım. lütfen dağılın."

tomayla, gazla düşman gibi saldırdıklarınız da bu şehrin çocukları memur efendi. ve biz kentimize içinde yaşayan insanlarıyla, ağaçlarıyla, hayvanlarıyla birlikte sahip çıkıyoruz...

siz kentlerin nesine sahip çıkıyorsunuz? bir söyleseniz...
----------------------------------------

berkin elvan'ın ölümü sonrasında gazetelerde, tv.lerde ve ağırlıklı olarak sosyal medyada o denli insanlıkdışı sözler edilip, tartışmalar yaşandı ki; bu toprakların en eski ve genel geleneği olan ölüye saygı, cenaze sahibine saygı gibi tüm insanı ve vicdanı değerler ayaklar altına alındı.

akp'nin temsil ettiği islamcı faşizmin kendi kitleleri nezdinde ne kadar genişlediği, saldırganlaştığı, kendisi dışında kalan herkesi ötekileştirdiğine 15 yaşında bir çocuğun cenazesinin ardından tanık oluyoruz. bunları görmeseydim, bu ülkede yaşamasaydım dedirtecek denli çıldırma, düşman görme durumunun geri tepeceği, gün gelip tersinden yaşanacağı gerçeğini bile anlamıyor, duymuyorlar...

yolu yok, bugünden itibaren bu ülke bölünmelidir;
vicdan sahipleri ve vicdansızlar olarak bölünmelidir.
insanlar ve insan kılıklılar olarak bölünmelidir.
ölenler can'dır diyenler ve ölümleri ve acıları yarıştıranlar olarak bölünmelidir...

bu faşistlere, faşist olduğunu maskelerle gizlediklerini sananlara söylemek istediğim şey şu;
bu günlerin, bu canların hesabı yalnızca katillerin ustasından sorulmayacak bilesiniz...
kendi anayasa'sını, kendi çıkardıkları-imzaladıkları yasalara uymayan; en tepedekinden en alttakine, tetiği çekenden evinde küfür edene kadar herkesten hesabı sorulacaktır...

salim çalık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder