ne mısır'daki ne de diğer ülkelerdeki (tunus, libya, suriye vs.) müslüman kardeşler'i sevmiyorum. hatta tam anlamıyla gücü ellerine geçirdiklerinde acımasız katillere dönüşebileceklerini biliyorum. buna rağmen mısır'daki kanlı müdahaleyi kınıyorum; gezi direnişi'ni savunduğum kadar olmasa da mısır'daki müslüman kardeşler'in eylem yapma, kendilerini ifade etme özgürlüklerinin yanındayım...
fakat ülkemdeki
ikiyüzlülere, alçaklara, çıkarcılara da sormak istiyorum.
2003'ten bu yana
ırak'ta neredeyse hergün bombalar patlıyor. insanlar 10'ar, 20'şer öldürülüyor
(geçtiğimiz temmuz ayı toplamı 1000'e yakındı sanırım) görmüyor musunuz?
suriye'de nusra
çeteleri ve benzerleri çocukların başlarını keserek, sivilleri katlederek
kendilerine karşı çıkanlara gözdağı veriyor görmüyor musunuz?
yaşadığınız ülke
de, yani taksim'de, kızılay'da, hatay'da, eskişehir'de gençler öldürüldü, sakat
bırakıldı, yaralandı, binlercesi gözaltına alındı. uludere'de 34 yurttaş kendi
savaş uçaklarınca bombalanarak öldürüldü görmüyor musunuz?
mısır'daki darbeye
karşı çıktıklarını söyleyen, katledilenlere gözyaşı döktüğünü anlatan
çıkarcılar; alçaksınız, ikiyüzlü ve yalancısınız. siz size benzeyenler için
demokrasi istiyorsunuz, siz kendi benzerleriniz için ağlıyor ve darbe size
yapıldığında karşı çıkıyorsunuz?
şiiler
öldürülürken suskunsunuz....
aleviler
öldürülürken suskunsunuz....
kürtler
öldürülürken suskunsunuz....
akp muhalifleri
öldürülürken, tutuklanırken suskunsunuz....
gazeteciler işten
çıkarılırken suskunsunuz....
iş cinayetlerinde
her yıl yaklaşık 1000 kişi öldürülürken suskunsunuz...
çocuklar toplu
tecavüzlere uğrarken, tecavüzcüler serbest bırakılırken suskunsunuz...
hergün (ortalama)
üç kadın öldürülürken suskunsunuz...
sizler de
mısır'daki darbeciler kadar suçlusunuz. ve siz de biz de biliyoruz; insan
hakları ve demokrasi ve özgürlükler herkes için, ayrımsız, sınırsız biçimde
yaşama geçtiğinde anlamlıdır yaşamak. farkımız; siz bu değerleri iktidarınız
için araç olarak kullanırsınız, biz her koşul ve dönemde bu değerlere sahip
çıktığımız için suçlanırız. en çok da sizler tarafından üstelik...
bir de not: biz
sizin 28 şubat günlerinizi, kenan paşa güzellemelerinizi de biliyoruz... sizin
mikrofonunuz, gazete köşeleriniz var; bizim çıplak sesimiz ve
yürüyebildiğimizce yollarımız...