merhaba

sanata, bilime, dayanışmaya, emekten yana siyasete ve sevdaya dair paylaşımlarla bilginin ve deneyimlerin örgütlenmesi çabasıdır "insanın" yolculuğu...

2 Mayıs 2013 Perşembe

MEKTUP 4



            darbeler ve muhtıralar çocuklarıyız biz. ne olduğunu, neler yaşandığını kavrayamasak da anamızın, babamızın, komşularımızın tedirgin adımlarından, ürkek bakışlarından, yabancıların, hatta manavın, bakkalın yanındaki suskunluklarından anlıyorduk iyi şeyler yaşanmadığını.

            darbeler ve muhtıralar çocuklarıyız biz. kuşkunun, kaygının insanı boğan yalnızlıklarını paylaştık abilerimizin ve ablalarımızın.... ve onlardan öğrendik güveni, onuru, sevdayı...

            "asmayalım da besleyelim mi?" , "kana kan intikam intikam"  çığlıkları arasında insanlıktan çıkanlara baktıkça daha bir gururlandık bize insanlığımızı öğretenlerle ve insanlığımızla. daha bir büyüdük, ve idam sehpaları kuranlara inat daha bir sevdik Deniz'i,  daha bir sevdik Yusuf'u, daha bir sevdik Hüseyin'i, daha bir sevdik.... ve öykündük yaşamlarına.
           
            darbeler ve muhtıralar çocuklarıyız biz. sevdalarımız memleketimize benziyor bu yüzden. tüm güzellikleriyle göz alıcı bir 'anka' gibi dirildikçe yeniden yeniden yakıldığımız ateşleri beslediler. işte bu yüzden çatık kaşlarımız, bu yüzden yüzyıllara dayanır en yeni türkümüzün yaşı.

            kardeşliği yaşayabilmek için tüm dünya halklarıyla; uzatarak yollarımızı yürüdük el ele. yürüdükçe yollara barikat, yürüdükçe kurşun, yürüdükçe panzer, yürüdükçe olağanüstü hal ve yürüdükçe ....yürüdükçe özgürlük, inadına sevda ve inadına başkaldırı...
           
            darbeler ve muhtıralar çocuklarıyız biz. açık cezaevine dönüştürülen ülkemizde her karşılaşmamız bir görüş günüydü. her tutsaklık, her ayrılık her ölüm bin isyan. sıkılı yumruklarımızla beslediğimiz, düşüncelerimizle yoğurduğumuz binlerce isyan.

            yaşayarak gördük ki, zaman en iyi yargıcı tarihin.
şimdi bir yanda bizi biz yapan mirasıyla yolumuzu aydınlatanlar
            şimdi bir yanda her aydınlığı karartarak ülkemizi batıranlar
            ve görüyoruz ki sevgilim; yer değiştiriyor herkes.
akarsu yatağını bulup, ulaşıyor Deniz'ine.

ve kalem kıranlar, parmak kaldıranlar milyonlarca kez öldüler halkın bilincinde. ve dupduru yalın sevdalarıyla koşmaya devam ediyor emperyalizme karşı yürekler.

            darbeler ve muhtıralar çocuklarıyız biz. büyüdük ülkemizi doyasıya gezemeden. büyüdük özlemeye yazgılı bir yaşamı taşıyarak bedenimizde. sevgiliyi özler gibi özleyerek sevdik bu ülkeyi, ölümüne sevdik ülkemizi... yaşadığımız tüm acılara rağmen en güzel günlerimizin yaşamadıklarımız, yaşayamadıklarımız olduğu bilinciyle sevdik bu ülkede yaşadığımız her anı...

            ve topraklarımızda filiz veren kahramanlarımızdan biliyoruz;
            "..elbet ki sevgilim elbet / elini kolunu sallayarak.../ dolaşacaktır bu memlekette hürriyet"

                                                   Sürüyor Yollara Vurgunluğum
            işçilerin, memurların, köylülerin ve öğrencilerin eylem adımlarıyla, "başka bir dünya mümkün" sloganlarıyla dönüyorum sana.  biliyorum beni bekliyor olacaksın buğulu gözlerinle. biliyorum, tüm umutları ve direngenlikleri toplayıp düşüncelerinde beni bekliyor olacaksın...

            alanlardan topladığım eylem gülleriyle dönüyorum sana. çocuğumuza, tüm çocuklara dağıtılmak üzere toplanmış barış çiçekleriyle dönüyorum. ırkın, rengin, dilin, dinin, coğrafyanın ayırmadığı, ayıramadığı kardeşlik türküleriyle...

            giderken sol göğsümde götürdüğüm sevdamızı yolların bilgeliği ve bizden öncekilerin bıraktığı deneyimlerle daha da büyütmüş olarak getiriyorum sana...ve bizden sonrakilere yollar boyu yeni deneyimler bırakarak dönüyorum sana...

salim çalık

            

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder