kamu güvenliği müsteşarlığı bünyesinde görevlendirilen akil insanlar için başbakan yardımcısı bülent arınç;
"…Orada Türkiye'nin geldiği noktayı, çözüm sürecini, başını,
ortasını, sonunu ve kendilerinden rica ettiğimiz, beklediğimiz katkıları
zannediyorum Sayın Başbakanımız bu değerli insanlara sunmuş olacak. Ondan sonra
da mümkünse bir aylık bir çalışmayla Türkiye'nin tüm bölgelerinde çözüm
sürecini tanıtıcı ve halkımızın bu süreç konusunda bilgilendirilmesini,
aydınlatılmasını amaçlayan bir çalışmayı yapacaklar. Bunun Türkiye için çok
faydalı ve yararlı olacağını düşünüyorum ve şimdiden o arkadaşlarımıza
başarılar diliyorum…"
diyor. benzer cümleleri geçtiğimiz günlerde kanal D'de konuşan tayyip erdoğan'da etmişti.
şu an kafama takılan iki şey var;
1) bu akil insanlar nasıl olur da kamu güvenliği müsteşarlığı'na bağlı, bir alt organ gibi çalışmayı kabul ettiler. kürt sorunu gibi önemli bir konuda görev yapacaklarını sanan bu insanlar -kamu güvenliği müsteşarlığı'na bağlı olarak- görev almakla devletin (daha doğrusu iktidarın) memuru durumuna düşmüyorlar mı? ayrıca on yıllardır kürt sorununu güvenlik sorununa indirgeyen devlet bakışı akil insanların kamu güvenliği müsteşarlığı bünyesinde görevlendirilmesiyle bir kez daha yinelenmiş olmuyor mu?
2) akp'nin ilk yıllarında başta türban ve seçilmiş iktidarların meşruiyeti vb. konularda akp'nin elini güçlendiren, herkes için demokrasi, insan hakları, özgürlük, eşitlik söylemleriyle dinci medya kanalları da dahil birçok kanalda konuşturulan, gazete yazması sağlanan gazeteci, akademisyen, yazar ve çizerler bugün neredeler? birçok (ünlü) gazeteci, yazar, akademisyen neden tv.lerden, gazetelerden kovuldu? korkarım bugünkü akil insanları da aynı son bekliyor.
bir tutarsızlık da; 1 ay boyunca tayyip erdoğan'ın çizdiği çözüm süreci politikalarını halka anlatacaklar. deyim yerindeyse iktidarın propagandistleri gibi dolaşacaklar. yani başbakan ve yardımcılarının açıklamalarına bakarsak, akil insanlar daha en baştan bağımsızlıklarını teslim edecekler. bunu kabul etmeleri ak-il tutulması olarak açıklanabilir...
bdp başta olmak üzere diğer partilerin karşı çıktığı, görüş ve önerilerinin alınmadığı da dikkate alındığında; bunlar nasıl bir akil insanlar grubudur ki, "biz türkiye'nin en önemli sorununu çözmek için üzerimize düşeni yaparız. fakat diğer siyasi parti ve örgütlerin de dikkate alınması, bu grupta temsil edilmeleri gerekir" diyemiyorlar, demiyorlar...?
izleyip göreceğiz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder