tayyip erdoğan’dan inciler;
samsun'da 12 yurttaşın yaşamını yitirdiği selle ilgili; "Samsun'da
hayatını kaybeden kardeşlerimizle ilgili olarak gerekli her türlü soruşturma ve
inceleme yapılıyor, yapılacaktır…. Ancak Samsun'da yaşanan acı hadiseyi,
kendileri için, kendi siyasi hırsları için bir ranta dönüştürmeye çalışanlara
da asla müsamaha göstermeyecek, asla fırsat vermeyeceğiz."
toki konutlarıyla ilgili eleştiriler için; "TOKİ bu ülkenin en başarılı
kurumlarından birisidir. TOKİ sayesinde 415 bin aile ucuz, sağlam, sağlıklı bir
çatıya kavuştu. Size ne oluyor ya?”
kpss sınav sorularının çalındığı iddiaları için; "KPSS sınavının hemen
ardından terör örgütüne yakınlığı ile bilinen bir sitede sahte bir soru
kitapçığı yayınlandı; amaç ne? KPSS gibi son derece hassas bir sınava gölge düşürmek.
KPSS gibi milyonların umudu olan, geleceği olan bir sınavı terörize etmek,
insanları en hassas yerlerinden vurmak, en hassas yerlerinden incitmek... Terör
örgütü bunu yapıyor. …."
bize ne oluyor?
bir çırpıda aklıma gelenler; uludere’de 34 yurttaş bu ülkenin savaş uçakları
tarafından bombalandı; sorumluların ‘bulunması’ bir yana aylardır unutturulmaya
çalışılıyor.
ankara’nın göbeğinde yol çöktü. 1 yurttaş öldü.
istanbul’da temelini belediyenin attığı avm inşaatının şantiyesinde 11 yurttaş
yanarak öldü.
metrobüs durağı çöktü. zonguldak’ta 30 işçinin ölümüyle sonuçlanan patlama
sonrası “mesleğin kaderinde var” diyerek adeta sanıklar aklandı…
hapishanelerde 2000'e yakın çocuk ve öğrenci var. "parasız eğitim
istiyoruz" pankartı açan çocuğu hapse gönderenler kendileri çıkıp
"üniversite harçlarını kaldıracağız" diyorlar.
kck davasıyla seçilmiş kürt belediye başkanları, meclis üyeleri, parti yöneticileri;
ergenekon davasıyla ahmet şık, nedim şener gibi muhalifler; dhkp-c davasıyla
çağdaş hukukçular hapse atılırken en küçük bir sokak eyleminin büyük çaplı
şiddetle bastırıldığı bir ülkede yaşıyoruz.
akp'nin hazırladığı anayasa taslağı ile tek adamlığın (krallığın) sistem haline
dönüştürülmeye çalışıldığı, dinsel ve etnik kimliklere sıkıştırılmış
özgürlüklerin genel özgürlükler ve demokrasinin yerine geçirilmeye çalışıldığı;
kadına yönelik sistemli şiddet ve cinayetlerin sıradan adli olaylar gibi algılatılmaya
çalışıldığı, ....
yaşamanın şansa bağlı olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
insan olmanın sonucu olarak yaşama hakkımızı savunuyoruz. devletin yaptığı konutlarda, devletin yollarındaki göçüklerde, işyerlerimizde ölmek onurumuza dokunuyor…
kpss’de soruların çalındığı bir ülkede yaşıyoruz. işe girmek için insanların böyle adaletsiz bir biçimde yarıştırılması kadar, cemaat ve iktidar yandaşlarının sorulara kolayca ulaşabildiği geçmiş olaylar ortada dururken; soruşturup sorumluları cezalandırmak yerine, hakkını arayan ve eşitlik isteyenleri terör örgütünü desteklemekle suçlamanız, hedef durumuna getirmeniz onurumuza dokunuyor…
bu kadar rezillikten sonra önünüze gelene saldıracaksınız. her eleştiriyi baskıyla, tutuklu yargılamayı otomatiğe bağlamış yargıyla, polis şiddetiyle karşılamayı kendinize hak göreceksiniz; sonra da “size ne oluyor ya?” diyeceksiniz?
aynı soruyla karşılık vermek de olası… fakat biliyoruz; iktidar zehirlenmesine tutuldunuz. artık sizi hiçbir şey iflah etmez…
salim çalık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder