http://www.sendika.org/2013/02/canli-yayinda-mobbing-ornegi-medya-mahallesi-tulin-yildirim/
merhaba
sanata, bilime, dayanışmaya, emekten yana siyasete ve sevdaya dair paylaşımlarla bilginin ve deneyimlerin örgütlenmesi çabasıdır "insanın" yolculuğu...
19 Şubat 2013 Salı
Canlı yayında mobbing örneği: Medya Mahallesi
şiir, yazı, emek, sendika, politika
adalet,
ayşenur aslan,
baskı,
cemaat,
eşitlik,
faşizm,
kapitalizm,
kültür,
medya,
medya mahallesi,
mobbing,
özgürlük,
şiddet,
yalnızlaşma
15 Şubat 2013 Cuma
acı ve ölümle sınadığınız bu çocuklar var ya
dünyanın göğsüne saplanmış bir
bıçak gibi kanatırken insanlığı siyonist şiddet/ “baban nerede?” sorusuna/
işaret parmağını uzatıp mezarlar içinde bir mezar gösteren boynu bükük/
yaşadıkları büyük bir Filistinli çocuk düşürüyor maskemizi… ve zengin kuzey
kopya kopya çoğaltırken cenini / izlemekle yetiniyor İsrail tankları yerle bir
ederken cenin’i…
siparişle yazılmış tarih
kitaplarına girmeyecek elbet bu ölümler/ canlı hayvanlara bile katlanamayan
israilli askerler/ cana doymayan emperyalist eller…
bu coğrafyanın belleği var ya
kuzeyli işbirlikçi beyler/ siyonist işgalle birlikte yazacak kan ve petrol
politikalarına tutsaklığınızı/ evlerini yıktığınız bu çocuklar var ya/ öksüz
bırakıp acı ve ölümle sınadığınız bu çocuklar/ ve vicdanında az da olsa
merhamet / az da olsa adalet duygusu olan insanlar var ya/ birgün ipinizi
çekecek cellatlarınız olacaklar/ …
kuzeyli beyler ve bayanlar/
medeni beyler ve bayanlar/ siyonist beyler ve bayanlar/ sömürgeci beyler ve bayanlar/ kar hırsıyla
yananlar/ unutmayın! yönetenler unutmayın !!
bu kadar kan ve gözyaşını taşıyamaz
hiçbir toprak/ bu kadar acıya sonsuza dek katlanamaz hiçbir halk !!
eylül 2009- mart 2010
şiir, yazı, emek, sendika, politika
adalet,
barış,
çocuklar ölmesin,
emperyalizm,
filistin,
ırak,
kardeşlik,
ortadoğu,
özgürlük,
savaş,
vicdan,
yaşam,
yıkım
madencininsesi: eleştrimtrak
madencininsesi: eleştrimtrak: ç oğ aldıkça elinde n kan dilinde n b al a kan beyler ulaşamıyoruz dost merhabalara dev ir i le t iş im dev...
şiir, yazı, emek, sendika, politika
bilinç,
iletişim,
isyan,
kapitalizm,
kültür,
medya,
merhaba,
özgürlük,
şiddet,
yabancılaşma,
yalnızlık,
yaşam,
yıkım
kariyer veya varsıllık koşullandırması
içinde
yaşadığımız sistemin yarattığı koşullar, kültür, yaşanmışlıklar, egemenliği
elinde tutan güç odaklarının telkinleri gibi çok sayıda etken bireyin veya
toplumun kendi gerçeklikleri, gereksinimleri, güçleri ve yetenekleri
doğrultusunda insani ve doğal seçimler yapmalarını engellemektedir. bu
engelleme çoğu kez dolaylı biçimlerde olmakla birlikte; başarılı veya varsıl
olmak için ne yapmak gerektiği, hangi alanlarda eğitim almak gerektiği,
yükselen meslekler gibi yönlendirmelerle doğrudan da yapılmaktadır.
başarılı olmak;
büyük çoğunlukla (kitle veya toplum) karşılaştırıldığında görevinde-işinde
hızla yükselmek (kariyer yapmak) veya ortalamanın çok üzerinde bir gelire
(hızlı varsıllığa) ulaşmak olarak tanımlanıp, sunuluyor. hatta insanlar
“başarılı” , “varsıl” olmaya koşullandırılıyor…
“bir işe
yaramanın”, “adam” olmanın, “saygı” görmenin, muhtaç olmamanın vs. yollarından
biri varsıllaşmak, biri de kariyer SAHİP(i) olmak olarak dayatılıyor… böylece toplumsal
işbölümü içerisinde her insanın kendi yeteneği, gücü, becerisi ölçüsünce insani
koşullarda çalışmaya, öğrenim görmeye, sağlık olanaklarından yararlanmaya,
barınmaya, dinlenmeye (tembelliğe), gelire, kendini (yaratıcılığını)
gerçekleştirmeye hakkı olduğunu unutturuyor. (küreselleşme denerek emperyalizm,
serbest piyasa denerek kapitalizm meşrulaştırılırken devletin görev ve
sorumlulukları da pazara dönüştürülüp, özel sektöre devredilmektedir. bu dönüştürme
süreci yalnızca mülkiyetin ve gelirin el değiştirmesi biçiminde olmayıp
iletişim araçları, okullar, reklamlar, konuşturulan “aydınlar”, siyasi
figüranlar aracılığıyla bilinç düzeyinde de yaratılmaktadır…)
bu zorlama ve
dayatmalarla yaratılan bilinç; “başarısız” ve “yoksul” olmayı insanın
beceriksizliğinden, tembelliğinden, kendini geliştirmemesinden, yanlış
seçimlerden kaynaklandığı algısını yaratıyor. böyle bir algı kapitalizmin
sömürücü, yoksullaştırıcı, işsizleştirici, eğitim ve sağlık başta olmak üzere
yarattığı eşitsiz koşulları, emek üzerindeki vahşi yanını gizleyerek sermayeyi
ve kapitalist-emperyalist iktidar odaklarının politikalarını da sorgulamaktan
uzaklaştırıyor.
bir yandan
insanların birey olarak kendilerini ve kendisine benzeyenleri suçlamalarına yol
açan, bir yandan da günün birinde “başarılı”, “varsıl” olabileceklerine
inandırıldıkları kapitalist kültür, tek tek “örnek” tipleri göstererek başarı
ve varsıllığın kişiye özel çaba-beceri-girişim-seçim vb. gerektirdiğini
anlatarak hem bencilliği, hem de yalnızlığı (“gemisini kurtaran adam”ı)
kutsamakta, sınıf bilincinden uzak birliktelikleri kutsallaştırmaktadır.
salim çalık/ şubat 2013
şiir, yazı, emek, sendika, politika
adalet,
barış,
bilinç,
emperyalizm,
eşitlik,
isyan,
kapitalizm,
kardeşlik,
kültür,
savaşım,
sessizlik,
yabancılaşma,
yalnızlaşma,
yoksulluk
8 Şubat 2013 Cuma
iktidar zehirlenmesi
tayyip erdoğan’dan inciler;
samsun'da 12 yurttaşın yaşamını yitirdiği selle ilgili; "Samsun'da
hayatını kaybeden kardeşlerimizle ilgili olarak gerekli her türlü soruşturma ve
inceleme yapılıyor, yapılacaktır…. Ancak Samsun'da yaşanan acı hadiseyi,
kendileri için, kendi siyasi hırsları için bir ranta dönüştürmeye çalışanlara
da asla müsamaha göstermeyecek, asla fırsat vermeyeceğiz."
toki konutlarıyla ilgili eleştiriler için; "TOKİ bu ülkenin en başarılı
kurumlarından birisidir. TOKİ sayesinde 415 bin aile ucuz, sağlam, sağlıklı bir
çatıya kavuştu. Size ne oluyor ya?”
kpss sınav sorularının çalındığı iddiaları için; "KPSS sınavının hemen
ardından terör örgütüne yakınlığı ile bilinen bir sitede sahte bir soru
kitapçığı yayınlandı; amaç ne? KPSS gibi son derece hassas bir sınava gölge düşürmek.
KPSS gibi milyonların umudu olan, geleceği olan bir sınavı terörize etmek,
insanları en hassas yerlerinden vurmak, en hassas yerlerinden incitmek... Terör
örgütü bunu yapıyor. …."
bize ne oluyor?
bir çırpıda aklıma gelenler; uludere’de 34 yurttaş bu ülkenin savaş uçakları
tarafından bombalandı; sorumluların ‘bulunması’ bir yana aylardır unutturulmaya
çalışılıyor.
ankara’nın göbeğinde yol çöktü. 1 yurttaş öldü.
istanbul’da temelini belediyenin attığı avm inşaatının şantiyesinde 11 yurttaş
yanarak öldü.
metrobüs durağı çöktü. zonguldak’ta 30 işçinin ölümüyle sonuçlanan patlama
sonrası “mesleğin kaderinde var” diyerek adeta sanıklar aklandı…
hapishanelerde 2000'e yakın çocuk ve öğrenci var. "parasız eğitim
istiyoruz" pankartı açan çocuğu hapse gönderenler kendileri çıkıp
"üniversite harçlarını kaldıracağız" diyorlar.
kck davasıyla seçilmiş kürt belediye başkanları, meclis üyeleri, parti yöneticileri;
ergenekon davasıyla ahmet şık, nedim şener gibi muhalifler; dhkp-c davasıyla
çağdaş hukukçular hapse atılırken en küçük bir sokak eyleminin büyük çaplı
şiddetle bastırıldığı bir ülkede yaşıyoruz.
akp'nin hazırladığı anayasa taslağı ile tek adamlığın (krallığın) sistem haline
dönüştürülmeye çalışıldığı, dinsel ve etnik kimliklere sıkıştırılmış
özgürlüklerin genel özgürlükler ve demokrasinin yerine geçirilmeye çalışıldığı;
kadına yönelik sistemli şiddet ve cinayetlerin sıradan adli olaylar gibi algılatılmaya
çalışıldığı, ....
yaşamanın şansa bağlı olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
insan olmanın sonucu olarak yaşama hakkımızı savunuyoruz. devletin yaptığı konutlarda, devletin yollarındaki göçüklerde, işyerlerimizde ölmek onurumuza dokunuyor…
kpss’de soruların çalındığı bir ülkede yaşıyoruz. işe girmek için insanların böyle adaletsiz bir biçimde yarıştırılması kadar, cemaat ve iktidar yandaşlarının sorulara kolayca ulaşabildiği geçmiş olaylar ortada dururken; soruşturup sorumluları cezalandırmak yerine, hakkını arayan ve eşitlik isteyenleri terör örgütünü desteklemekle suçlamanız, hedef durumuna getirmeniz onurumuza dokunuyor…
bu kadar rezillikten sonra önünüze gelene saldıracaksınız. her eleştiriyi baskıyla, tutuklu yargılamayı otomatiğe bağlamış yargıyla, polis şiddetiyle karşılamayı kendinize hak göreceksiniz; sonra da “size ne oluyor ya?” diyeceksiniz?
aynı soruyla karşılık vermek de olası… fakat biliyoruz; iktidar zehirlenmesine tutuldunuz. artık sizi hiçbir şey iflah etmez…
salim çalık
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)