faşist diktatörlüklerde başkan, şef, lider her yerde
karşımızdadır. resimleri her yerdedir; gezmesi, yemesi-içmesi, konuşmaları,
açıklamaları vs. tüm iletişim araçlarından gözümüze, kulağımıza (belleğimize)
sokulur. (başbakan ve akp sözcülerinin her konuşmalarında tv.lerin canlı yayın
yapmasıyla, konuşmaları üzerine saatlerce tartışma -destek- söyleşileri
yapılmasıyla, bir diktatörün resimlerinin ülkenin tüm duvarlarında gözümüze
bakması arasında ne kadar ayrım vardır.)
boşbakanın "tek bayrak, tek din, tek millet, tek
vatan..." eksenli açıklaması dil sürçmesi olarak geri alınmış olsa da,
milli irade olarak adlandırılan kalabalık'ın içinde bulunduğu tek'çi anlayışın kökenlerinde boşbakan ve
'bakan'larının böylesi sürçmelerinin etkisi yok mudur, diye sormak gerekiyor.
en son içişleri bakanının 34 kürt yurttaşın bombalanarak
öldürüldüğü uludere katliamı ile ilgili olarak "özür dilenecek bir durum
görmüyorum" demesiyle; anayasa görüşmelerinde eşitlik ilkesi tartışılırken
"etnik kökeni, cinsiyeti ve cinsel tercihleri nedeniyle ayrımcılık
yapılamaz" fıkrasına itiraz eden akp ve mhp'li üyeler, 'resimdeki' ırkçı,
dinci, cinsiyetçi, farklı olana tahammülsüzlük içeren TEKÇİ eğilimleri yeniden
yeniden üretiyorlar... ağızlarında ileri demokrasi sakızı, çiğnedikçe
çiğniyorlar...
bugün de açlık grevleriyle ilgili benzer bir tekçi anlayış dayatılıyor. açlık grevinin gerekçesi olan konular üzerine kafa yormak, çözüm üretmek, açlık grevindekileri iknaya çalışmak yerine; "benim istediğimin dışındakiler beni ilgilendirmiyor" biçimindeki dayatmacı, efendilik taslayan yaklaşımlar adına demokrasi denilen rejimlerde değil, krallıklarda, faşist diktatörlüklerde görünebilir ancak...
insanların hastalığa karşı bağışıklık kazanması iyidir.
fakat, toplumların ölümlere, işkencelere, yoksunluklara bağışıklık kazanması
hastalığa işarettir.
salim çalık
ne oldu şimdi...? onca gürültü, patırtı, restleşme, gerginlik, karalama, suçlama vs. sonrası biten açlık grevleri...iktidarın ana dilde kamu hizmeti sunumuyla ilgili çalışması, tecritin kaldırılmasına yönelik utangaç sözleri...
YanıtlaSiliktidar(lar) şunu görmeli. bir hak talebi zamanında karşılanmayınca anlamını yitiriyor. zoraki de olsa, bir iyi niyet girişimi zamanında yapılmayınca etkili olmuyor...
ve bilek güreşi mantığı sürdürüldükçe ayrışma, çatışma ve anlaşamama durumu kalıcılaşıyor. bu nedenle siyasi iktidar ve yandaşları bir hakkı verdikten sonra (lütufta bulunmuş gibi) tepeden bakan, "daha ne istiyorsunuz?" anlamına gelen söz ve eylemlerden kaçınmalıdır...