ülkemizde akp
iktidarıyla iyice yüceltilen, olumlanan, neredeyse kentlerin tüm sorununu
çözecekmiş gibi sunulan kentsel dönüşüme şimdi de (avrupa ve abd’de aklı
başında herkesin sorguladığı, kurtulmaya çalıştığı) akıllı kent projeleri de
eklenecek.
“sağlıktan eğitime,
ulaşımdan tüketime her şeyin tek bir kartla, tek bir dokunuşla, tek bir mekanda
(yerde) elde edileceği; kameralarla donatılmış, kendimizi güvende
duyumsayacağımız kentler” biçiminde sunuluyor, sunulacak akıllı kent denilen
yağma, fişleme, insanı ömür boyu izleyecek ve denetleyecek sistem…
kentsel dönüşümle
evleri yıkılan, arsaları ellerinden alınarak kent merkezi dışına atılan ve eski
mahallesinin yeniden inşasında (ranta açılmasında) inşaat işçisi, sonrasında
temizlikçisi, hamalı, parası ölçüsünce müşterisi olan yoksullara, emekçilere
“akıllı kentler”den söz ediyor sermaye.
günlük geliri 4 tl.nin
altında olan milyonlarca insanın olduğu, bu insanların sokaklarında yürüme
cesareti ve zamanı bulamadığı gerçeğini akıllı kentlerle örtüyor sermaye.
kentsel dönüşüm diyerek insanları geçmiş anılarından, komşuluk ilişkilerinden,
yalınlıktan, konut sahibi olmanın ve yıllardır birlikte yaşadığı insanların varlığının
sağladığı güven duygusundan koparıp kentin dışına sürdüğü gerçeğini akıllı
kentlerle gizleyip unutturuyor. yoksulun; evi, arsası “kanun”la gasp edilenin
bilincini, aklını iğdiş ediyor…
“sağlıklı yaşam
süresinin artmasını, 60 yaş ve üzeri yaşlı nüfusun toplam nüfus içinde %12
oranında yer tutmasını tedirginlikle” karşılayan ve yaşlıların bakım
harcamalarını, alacakları emekli maaşlarını yük olarak gören, 30 milyondan
fazla insanın mutlak yoksulluk sınırına itildiğini, yaklaşık 13 milyon kişinin
borçlu olduğunu gözlerden kaçıran sermaye “akıllı kentler” projesiyle sömürü ve
“şiddetine” bilimsellik, çağdaşlık maskesi takıyor üstelik…
sokaklarda,
işyerlerinde, tarlalarda, evlerde insanları öldüren, öldürülmelerine göz yuman
ve öldürmeyi terbiye, temizlik aracı olarak gören sermaye ve iktidarı gasp
ettikleri ve betona, kat kat binalara boğdukları kentlerimizi
“akıllandıracaklar”.
çingeneleri olmayan bir
sulukule akıllanabilir mi? inşaatlarında yüzlerce işçinin öldüğü binalar ve bu
binaların boğduğu kentler akıllanabilir mi? Parkları, meydanları avm’lere
peşkeş çekilen kentler akıllanabilir mi?
ya da akıl insandan ve
insanın yarattığı, yaratacağı kültür ve tarihten bağımsız bir kavram mı?
salim çalık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder