özgürlük kavramı türban kavgasının en önemli kaldıracı
durumunda gericiler için. o kadar doğru ve aklı başında şeyler söylüyorlar ki;
dinleyen birçok kişinin hak vermemesi elde değil...
yönetici mi, vekil mi, fetva makamı mı oldukları belli
olmayan bazı yönetici şahsiyetlerin sözleri de ortada. kadına ev dışında yaşam
hakkını tanımayan, işsizliğin sorumlusu olarak kadını gören, karşıtı
durumundaki kadınlar için indirgeyici tanımlar kullanan, kürtaj yaptırmak
isteyen tecavüz mağduru kadını tecavüzcüden daha fazla suçlayan...vb. bu
kafaların içinde veya dışında özgürlük olabilir mi?
bu kadar mı aptallaştık diye düşünüyorum bazen... çalışma
hakkı, bedeni hakkında karar verme hakkı, seçme hakkı, öğrenim görme hakkı,
güvenli bir ortamda yaşama hakkı (hergün kadınların katledilmesi), düşünme ve
ifade hakkının olmadığı bir ülkede... özgürlükten söz ederken türbandan başka
bir simge veya kavram gündeme gelmiyorsa, getirilmiyorsa gerçekte tartışılan
dindar ve kindar neslin yetiştirilmesi sürecinde toplumun yavaş yavaş
alıştırılmasından öte birşey değildir.
bu ülkede işçilerin, kadınların, muhalif gençlerin, öteki
olarak işaret edilenlerin yaşama hakları bile ellerinden alınıyorken;
12 milyon kayıtlı yoksul varken;
cezaevlerinde çocuk tutuklular; gazeteciler varken;
düzmece davalarla muhalifler tutuklanarak cezalandırılırken;
sendikaların önünde işyeri-işkolu barajları varken;
siyasi partiler %10 barajıyla meclise sokulmuyorken;
öğrenci ve öğretim üyelerinin tepesinde yök varken;
mahkeme kararına rağmen zorunlu din dersleri varken;
12 milyon kayıtlı yoksul varken;
cezaevlerinde çocuk tutuklular; gazeteciler varken;
düzmece davalarla muhalifler tutuklanarak cezalandırılırken;
sendikaların önünde işyeri-işkolu barajları varken;
siyasi partiler %10 barajıyla meclise sokulmuyorken;
öğrenci ve öğretim üyelerinin tepesinde yök varken;
mahkeme kararına rağmen zorunlu din dersleri varken;
salim çalık