merhaba

sanata, bilime, dayanışmaya, emekten yana siyasete ve sevdaya dair paylaşımlarla bilginin ve deneyimlerin örgütlenmesi çabasıdır "insanın" yolculuğu...

29 Mayıs 2014 Perşembe

madencininsesi: “Ocağın patlayacağını 6-7 ay önceden biliyorduk!”

madencininsesi: “Ocağın patlayacağını 6-7 ay önceden biliyorduk!”: “Ocağın patlayacağını 6-7 ay önceden biliyorduk!” 7 mart 1983 armutçuk grizusu ile 13 mayıs 2014'te soma'da yaşanan maden katliamı...





7 mart 1983 armutçuk grizusu ile 13 mayıs 2014'te soma'da yaşanan maden katliamı arasında 31 yıllık zaman farkı, birinin grizu diğerinin yangın olması dışında o kadar benzerlikler var ki...



alınmayan önlemler ve bir cinayetin-katliamın "geliyorum" demesi gibi. armutçuk'ta işçiler bir patlama olasılığının farkındalar ve ocak çavuşu öncesinde şefini arayıp tahliye edelim diyor. soma'da işçiler günlerce sıcak kömür çıkardıklarını anlatıyorlar.



31 yıllık fark ve bu arada yaşanan kazalar, cinayetler... iki ocakta da prim sistemi üretim zorlamasına neden olmuştur. armutçuk'ta o yıllarda maaşı kadar prim alanların olduğu anlatılırdı, soma'da da sağ kurtulan işçilerin "hadi ! hadi ! hadi ! hadi !" sözcüğüyle üzerlerinde kurulan baskının devlet alım garantili kömür üretiminin geldiği nokta ortadadır. o kadar ki; türkiye kömür işletmeleri'nin yıllık 1,3 milyon ton kömür üretimine göre kurduğu ocaktan 2013 yılında 3,5 milyon ton kömür çıkarılmıştır.



armutçuk'ta 2 doktorlu bir HASTANE vardı. yaralıların çoğu yanmış ve zehirlenmiş olduklarından yarım saat uzaklıktaki ereğli hastanesi'ne veya 1 saat uzaklıktaki zonguldak'a taşınmaya çalışılmıştı. soma'da da 31 yıl sonra gördük ki, hastanede yanık ve madene bağlı zehirlenme-boğulma vakalarına müdahale edebilecek birimler yoktu...

salih kılavuz'un 31 yıl önce yaşadıkları bugüne de ışık tutuyor. özellikle devleti yönetenlerin davranışlarının benzerliği açısından. sorunun iktidar değil sistem sorunu olduğunu anlamamıza yararı olduğu kanısındayım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder