...
akp faşizmi ile asker faşizmini ayıran en önemli çizgi burada yatıyor. asker gelir ve fiziki olarak koyduğu engellerle hükmünü koyar. öldürür, işkence yapar, tutuklar... yani herşey dış dünyaya, görünür olana yöneliktir. bilginiz, birikiminiz, örgütlülüğünüz ölçüsünce kendinizi (bilincinizi) korursunuz. fakat akp ve türevleri (iran, afganistan-taliban) fiziki ve görünür olanla uğraşsa da temelde insanların ruhuna, bilincine yönelir. ya düşünemez duruma getirir, ya da zamana yayarak dönüştürür, değiştirir.
...
("hem faşist, hem ab-d'ci, hem dünyalıklarının peşinde" başlıklı yazımdan) https://www.facebook.com/notes/salim-%C3%A7al%C4%B1k/hem-fa%C5%9Fist-hem-ab-dci-hem-d%C3%BCnyal%C4%B1klar%C4%B1n%C4%B1n-pe%C5%9Finde/1404626546419057
akp (daha doğrusu, tayyip erdoğan 2008'den bu yana devleti ele geçirdikçe değişik çevrelere saldıra saldıra, yok ederek, sindirerek bugüne geldi. başlangıçta seçmen olan kitlesinin önemli bir bölümünü SS'lere dönüştürdü, veya dönüştürmek üzere. yolsuzluk, hırsızlık, kaçakçılık, görevi kötüye kullanma, çocukların-gençlerin öldürülmesi ve son olarak yerel seçimlerde ilgili ülke geneline yayılmış olan sandık hileleri...
gördüğümüz gibi akp (tayyip erdoğan) 25 aralık'ta mahkeme kararına rağmen bilal oğlanı ifadeye göndermeme, danıştay kararına rağmen AOÇ'deki kaçak başbakanlık binası inşaatını sürdürme, fezlekeleri meclis gündeminden kaçırma, öldürüler çocukların katillerini saklama gibi en kabul edilemez eylemlerine; oy çalmayı, sandıklara müdahale etmeyi ve çokça yücelttikleri (benim hiç sevmediğim bir yaklaşım olan) milli iradeyi ortadan kaldırmayı eklemiştir. dolayısıyla, akp'ye karşı verilecek demokrasi savaşımı tüm partilerin, sivil toplum örgütlerin, demokratların, devrimcilerin asgari ortak noktalar üzerinden bile olsa birlikte davranmasını zorunlu kılmaktadır.
ülke tam anlamıyla bölünmüş (ayrışmış) durumda. herkes kendi derdinin, kendine karşı yapılmış haksızlıkların peşine düşmüş durumda. oysa akp bu ülkedeki devrimcilerden komünistlere, mhp'lilerden chp'lilere, bdp'lilere kadar bütün siyasi partilere ve toplumsal katmanlara saldırmaktadır... polisle olmazsa yargıyla, yargıyla olmazsa kanun ve kararnamelerle baskıyı, faşizmi kalıcılaştırmaya çalışmaktadır.
öyleyse; hepimizin bir başkasının derdine, mağduriyetine, haksızlığa uğratılmasına karşı tepki vermemiz gerekmektedir. yoksa sonumuz hitler almanya'sına dönmek üzere. geriye dönüp baktığımızda yanımızda kimseyi göremeyeceğiz...
salim çalık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder