diyorlar ki; kimsenin yaşam biçimine müdahale etmedik,
etmeyeceğiz. son 3-4 yıl içinde kaç tane toplu tecavüz vakası gerçekleşti bu
ülkede, kimi yerel mahkemelerde, kimisi yargıtay'da, kimisi dava bile
açılamadan kapatıldı. evet tecavüzcülerin yaşam biçimine müdahale edilmiyor,
yılda 7-8 bin işçiyi öldüren patronların iş cinayetlerine müdahale edilmiyor,
yasaya aykırı biçimde çaykur'da, hava iş'te grev kırıcılığı yapan yöneticilerin
işçi düşmanlığına müdahale edilmiyor, en küçük bir sendikal örgütlenme
sırasında işçileri sokağa atan sermayenin sendika düşmanlığına müdahale
edilmiyor, çoğu koruma talep etmesine rağmen günde 2-3 kadının öldürüldüğü
erkek terörüne müdahale edilmiyor, yasaya aykırı biçimde 1 milyon çocuğun sanayi
sitelerinde-sokaklarda emeğini sömürenlere müdahale edilmiyor, parasız eğitim
-demokratik üniversite isteyen öğrencileri okuldan atan rektörün keyfiliğine,
hapse gönderen yasaları yapan vekilin düşmanlığına müdahale edilmiyor.
evet sayın başbakan haklı kimsenin yaşama biçimine müdahale
edilmiyor; bu yüzden binlerce kadın çocuklarının ve kendisinin yaşama tutunması
için içişleri bakanlığına vesika başvurusunda bulunuyor, insanlar sabahın saat
05-06'sında 10-20 kuruş ucuz olduğu için bayat ekmek kuyruğuna giriyor, 900 tl
ücretle yerin 400-650 metre altında kömür kazıyor, kimsenin yaşam biçimine
karışılmıyor; bu yüzden milyonlarca kişi sosyal yardımlaşma ve dayanışma
fonundan 500 kilo kömür 2 paket makarna alabilmek için kuyruklara giriyor...
evet kimsenin yaşam biçimine müdahale edilmiyor; her fabrikanın, her sokağın,
her caddenin, her ilçenin, her kentin köşelerinde birer deli dumrul (milyoner),
korumalı, silahlı, öldürmeye veya lince hazır...
fakat; ne zaman serbest piyasanın taraflarından olan işçiler-memurlar hak talep etse ekonomik kriz-ideolojik, ne zaman öğrenciler-gençler bizi de dinleyin diyerek sokağa çıksa terör örgütleri-marjinallik, ne zaman kadınlar eşitlik dese doğur-evinde otur, ne zaman köylüler hakkını istese "ananı da al git", ne zaman iş güvencesi-temsilde adalet istense istikrar bozulur... sayın başbakan neden söz konusu olan sizin milyoneriniz, sizin kültürünüz, inancınız, isteğiniz olunca serbest oluyor da; söz konusu olan bizim yaşam biçimimiz ve isteklerimiz olunca müdahale ediyorsunuz. greve çıkınca, eylem yapınca, isyan edince karşımızda güvenlik, polis ve jandarma...
fakat; ne zaman serbest piyasanın taraflarından olan işçiler-memurlar hak talep etse ekonomik kriz-ideolojik, ne zaman öğrenciler-gençler bizi de dinleyin diyerek sokağa çıksa terör örgütleri-marjinallik, ne zaman kadınlar eşitlik dese doğur-evinde otur, ne zaman köylüler hakkını istese "ananı da al git", ne zaman iş güvencesi-temsilde adalet istense istikrar bozulur... sayın başbakan neden söz konusu olan sizin milyoneriniz, sizin kültürünüz, inancınız, isteğiniz olunca serbest oluyor da; söz konusu olan bizim yaşam biçimimiz ve isteklerimiz olunca müdahale ediyorsunuz. greve çıkınca, eylem yapınca, isyan edince karşımızda güvenlik, polis ve jandarma...
salim çalık