14 Nisan 2013
Emek Sineması’nın yıkımını ve protestoya devletin müdahale
etme şeklini eleştiren çağrı metnine imza atan her sinemacıya tek tek teşekkür
eder, medya adına özür dilerim
Geçen hafta tam 348 sinemacı bir araya geldi, Emek
Sineması’nda yıkımı durdurmak için ortak bir metne imza attı… Mektup, Kültür
Bakanı’ndan Çalışma Bakanı’na, tüm yetkililere hitaben yazıldı. Herhangi bir
ülkede bu kadar çok sanatçının, herhangi nedenle bir araya gelmesi, büyük
haberdir.
Hele bu çağrı, kültürel, tarihi, manevi bir değerin korunması içinse… Türkiye gibi ünlüleri çok seven bir medyada ‘normalde’ böyle bir haber, sürmanşetten verilir. İmza atan liste, eksiksiz yayımlanır. En popüler isimlerin resimleriyle 1. sayfa renklendirilir. Ama öyle olmadı! Çarşamba günkü gazetelere göz gezdirirken, acaba ben mi atladım diye boşuna arandım. Bazı gazeteler, kısaca habere yer vermişti. İsimler kırpılmış, gazeteci diliyle haber saklanmıştı. İnternet sitelerinin dışında imza atan isimlerin tam listesi yayımlanmadı.
İllegal örgütler!
Bir zamanlar gazeteler, yazamadıkları haberleri yabancı haber kaynaklarından alıp yayınlama çaresine başvururdu. Bu da olmadı. Emek çağrısı ve protestoları, BBC ve Wall Street Journal’e haber oldu. Fakat bizim medyamızda hak ettiği yeri bulmadı, bulamıyor.
Ha, polis kamerasından servis edilen görüntüleri yayınlamayı biliyorlar ama! Acaba neden? Devlet yetkililerin söylemi, medyadaki suskunluğunu açıklıyor: Kültür Bakanı Ömer Çelik, “Birtakım gruplar, sanatçılarla bakanlığı karşı karşıya getirmeye çalışıyor. Türkiye’nin eski bir alışkanlığı olan slogan atma yolunu tercih edenlere asla prim vermem” dedi.
İçişleri Bakanı Muammer Güler, “Eylemcilerin arasına illegal örgütler karıştı” ifadesini kullandı…
İllegal örgütlerin ne olduğu, kimlerden oluştuğu hâlâ belirsiz. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’se, sanatçıların yaptığı eylemin, başta DHKP-C olmak üzere, Halkevleri ve bazı marjinal gruplar tarafından sabote edildiğini söyledi…
Kısacası Emek Sineması için sokakta toplananlar, bir çırpıda marjinal ve illegal yapılıverdi! Cici sinemacılar, birtakım teröristlerin oyununa gelmiş havaları yaratıldı.
Slogan atmanın nesi suç?
Kültür Bakanı’nın açıklamasındaki orijinalliğe ayrıca dikkat çekeyim: “Slogan atmak, Türkiye’nin eski bir alışkanlığı”ymış!
Kusura bakmasın da slogan atmanın nesi alışkanlık, nesi yanlış? İfade özgürlüğünün olduğunu iddia eden bir ülkenin Kültür Bakanı, nasıl böyle sözler edebilir?
Devletin bu tavrına rağmen Emek Sevgi’dir metnine imza atan bütün sinemacılara canı gönülden teşekkür ederim.
Cem Yılmaz için geçen Emek yazımda “Neden orada değildi?” demiştim, haksızlık etmişim. Mektubu imzalayanların arasında o da var. Yılmaz Erdoğan’sa Akil’liğini korumak için olsa gerek, imzalamamış metni. Belçim Hanım, aileyi temsilen listede.
Benim için manzara net: O listede adı olan her isimle, her sinemacıyla gurur duyuyorum. Gerçek ‘emekçi’nin kim olduğunu dünya aleme gösterdiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder