özlemin
kötü huylu bir ur gibi oturdu yüreğime.
şimdi ellerinin değdiği yerleri seviyorum. saatleri sayıyorum geleceğini
bilmenin ve beklemenin telaşıyla. saatin
akrebi beklemekle geçen zamanları zehirliyor senin geleceğin ana kadar. şimdi severek baktığın, konuştuğun, sularını
bardakla sunduğun çiçeklere bakıyorum heyecanla. hepsinde senden bir iz bulacağımı umarak
dolaşıyorum tek tek. selamlıyorum senin
gibi. ve senin gibi suluyorum mutlu olacağını bilerek...
şimdi
geriye sarıp anılarımı seninle karşılaşmamızı, bahçelerde gizli gizli
buluşmalarımızı canlandırıyorum. çocuktuk...çocuk yalınlığımızla çıktığımız
yolda büyüttük birbirimizi ve kızımızı. kızımız da bizi. ve öğrendiklerimize kendimizden kattıklarımızla
öğretmeye başladık sevdayı...yaşamı.
çok
özlemler yaşadık. ve zerresi yıllara
bedel birliktelikler.
özlemin kötü huylu bir ur gibi
oturdu yüreğime. şimdi gözlerini
düşünerek bakıyorum yollara. senin beni beklediğin gibi bekliyorum seni. “gözleri yatırıp uzaklara” susuz bir toprak
gibi bekliyorum seni...senin gözlerinle bakıyorum gelinlik bir kız gibi
çiçeklenmiş doğaya. tüm beyazları
toplayarak ağartıyorum yokluğunun karasını.
sarı ve kırmızılarla “seni
seviyorum” yazıyorum evimiz karşısındaki
dağlara. ve bu mevsimde söylenebilecek
en güzel şiirlerden birini söylüyorum senin için, senin geleceğin yollara.
“dağlarına
bahar gelmiş memleketimin”
seni
her düşünüşümde birbirimize öğrettiklerimizi gözden geçiriyorum. herkesin gözü
önünde ve yaşımızın üzerinde bir bilgelikle yaşamımızdan damıttığımız
yıllarımızı düşünüyorum. rastlantıyla bulduğum elbiseme yapışmış bir tel saçını
aylarca sakladığım Menemen günlerimi.
aramızdaki yüzlerce kilometreyi santime indirgeyen mektuplarımızı, telefonlarımızı
ve düşlerimizi düşündüm. beklenilmeyeni gerçekleştirmemizin gönenciyle
bağırdım. “nelere nelere baskın gelmez ki seni düşünmenin tadı !”
çıkıp
geleceksin. biliyorum. ve geleceğini
bilmenin coşkusuyla gülüşlerinden yapraklar yapıyorum yolunun üzerindeki çıplak
ağaçlara. kıyıda köşede kalmış acılarla
savaşmak için sana ilk kez “seni seviyorum” dediğim günü kuşanıyorum. ve heyecandan patlamaya hazır yüreğimi
sürüyorum en kötü olasılıkların orta yerine.
biliyorum. çıkıp
geleceksin...doğanın verdiği yaratıcılıkla avuçlarında daha da büyüttüğün
sevdayla...sevdamızla...
özlemin
kötü huylu bir ur gibi oturdu yüreğime.
DESTAN 2
bir şelale gibi döküp saçlarını
omuzlarına
çağıran sağanaklarınla ıslatırsın
beni
coşkun dalgaların kıyılarımda
arzuyla bakan gözlerin yangınlara
salar beni
çağırta çağırta kendini
24.01.1998
Menemen
salim çalık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder