Yaşadığımız çevrede zihinsel özürlü,
davranış bozuklukları olan insanlarla hemen hemen hergün karşılaşırız. Bu sık
karşılaşmaların da etkisiyle onların varlığını kanıksar, bir zaman sonra
“görmeyiz”. Bu görmemek yok saymaya, umursamamaya dönüşür.
Bazıları sokakta yaşar. Aileleri de tıpkı
toplum gibi yok saymaya (belki de kurtulmaya) yönelik davranış ve düşünsel
yaklaşım sergilemeye başlar. Ve ilginçtir, delilerimiz sokakta karşılaştıkları
insanlarla ilişki (iletişim) kurabilirlerken aileleriyle iletişimde
zorlanırlar. (En azından benim tanıdığım “deliler” bu durumda.
Adını anımsayamadığım bir filozof : “Bu
dünyada yaşamak en fazla delilerin hakkı. Çünkü onları bu dünya delirtti.”
diyordu bir yazısında. Gerçekte zihinsel özürlülüğün veya davranış
bozukluklarının saptanması ya da değerlendirilmesi de göreceli olabilir
düşüncesindeyim.
MAHALLENİN DELİSİ
Örneğin; benim tanıdığım deliler
yerlerdeki çöpleri toplayarak çöp kutusuna atarlar, veya yakarlar. Biz
“akıllıların da rahatsız olduğu fakat sesimizi çıkarmadığımız trafik sorununu
çözmek için kavşakta trafik polisliği yaptığını gördüğüm deliler var.
Geçtikleri yerlerdeki çalışan insanlara karşılıksız yardım eden, bir öğün
yemek, bir dal sigara, bir selam sonrası arkadaş gibi başlayan, çabalayan (yani
insanlarla iletişim yolları arayan) deliler de var. Ve delilerin bu iyi niyetli
“deliliklerini” kullanan, (kendi işlerini gördüren, dalga geçen, aşağılayan vb)
akıllılarımız da var.
Delilik durumunu akıllılar belirliyor.
Genel ölçü alışkın olduğumuz davranışların ne kadar dışına düştükleri. Bu da
göreceli bir durum. Akıllıların yarattığı çevre kirliliğinden, trafik
sorunundan rahatsız olan, terk ettiğimiz dayanışma ilişkilerine varıncaya kadar
tepki gösteren (göze girmek için veya adam yerine konulmak için olsa bile) deliler ne kadar deli olabilir ki?
Savaş akıllı bir davranış mı sizce?
İnsanların açlıktan ölmesi, para karşılığı insan ticareti ne kadar akıllıca?
Toplumda en fazla şiddeti “akıllılar uygulamıyor mu? Peki bu olay ve durumların
ortaya çıkmasına neden olan ideolojik-politik-siyasi tutumları kimler
belirliyor? Ölüm emirlerini verenler kimler? Ölüm makinalarını kimler
kullanıyor? AKILLILAR!!! İnsana ve insanlığa en fazla zarar veren kimler?
DELİLİK
Zaman zaman arkadaşlarımla şakalaşırken; “Böyle
bir dünyada sağlıklı olmak veya sağlıklı kalmak hastalık belirtisidir.” derim.
Filozofun dediği gibi onları bu dünya delirtti. Bu dünyanın yaşanamaz duruma
gelmesinde payı olan herkesin insanların delirmesinde de payı var.
Bu noktadan bakınca deliliği, (bilinçsiz,
denetimsiz de olsa) bu dünyaya ve yaşananlara karşı bir protesto olarak
görüyorum. Akıllıların neden olduğu yaşamdışılığa karşı aynı tarafta olmamak
için bilincin kapatılması, davranışların yön değiştirmesi sonucu karşımıza
“deli” dediğimiz insanlar çıkıyor. Akıllıları deliliğin tanımını yapma
‘yetkisini’ ve hakkını ellerinde tutuyorlar. Üstelik de çok az insan sorup,
düşünüyor.
Bir insan neden delirir?
Bir ilginçlik de sevi (aşk)
konusunda yaşanıyor. Sevgilimizi ikna etmek, etkilemek, inandırmak için
“deli gibi sevdiğimizi” söyleriz. Etkileme, ikna ve inandırma olayında başarılı
olduktan sonra akıllanıveririz. Sevi durumlarında olağan gibi deliliği kullanıp
daha sonra akıllanmak sağlıklı bir davranış mı?
mutluluklara yabancı
bilmiyor nasıl sevinileceğini
yüzünde toy
yaban
hüzünle karışık gülüş
20.06.2002 Armutçuk
salim çalık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder