merhaba

sanata, bilime, dayanışmaya, emekten yana siyasete ve sevdaya dair paylaşımlarla bilginin ve deneyimlerin örgütlenmesi çabasıdır "insanın" yolculuğu...

27 Aralık 2012 Perşembe

'Acınacak haldesiniz hocam!' :: www.sendika.org

'Acınacak haldesiniz hocam!' :: www.sendika.org

2 yorum:

  1. Rektörler imzaladı, peki kim yazdı?
    25 Aralık 2012 -

    Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Yalçın Karayağız’ın öğrencilerin protestosu karşısında, ODTÜ’de ne yaşandığına hakim olmadan kendisine hazır gelen bir metni imzaladığını söylemesi “Bu metni kim yazdı?” sorusunu gündeme getirdi

    Tayyip Erdoğan’ın ODTÜ’yü hedef göstermesi üzerine 12 üniversite rektörü ODTÜ’yü kınayan bir açıklama yaptı. Medya “12 üniversite ODTÜ’yü kınadı” şeklinde haber yaparken, çok sayıda akademisyen söz konusu kınama metnini sahiplenmediklerini, metinde yazanların ünivesitenin bütününün değil yönetimlerin fikri olduğunu belirten bir açıklama yayımladı.

    Ancak Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde yaşananlar durumun görünenden de vahim olduğunu ortaya çıkardı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğrencileri, üniversite rektörü Yalçın Karayağız’ın ODTÜ'deki öğrencileri kınayan açıklamasını protesto edince, Karayağız ODTÜ'deki görüntüleri izlemediğini, metnin kendisine hazır geldiğini ve imzaladığını söyledi.

    Rektörlere ait olduğu söylenen ve en azından Karayağız gibi bir kısmının içeriğinin doğru mu yanlış mı olduğunu bilmeden imzaladığı metnin Tayyip Erdoğan’ın ODTÜ’ye çıkıştığı konuşmasındaki vurgularla paralelliği dikkat çekici.

    Bu durumda yanıt bekleyen bazı sorular açığa çıkıyor:

    SORU 1: Akademisyenlerin reddettiği rektörlerin imzaladığı metni kim yazdı? MSGSÜ rektörü “bana hazır geldi” diyor. Diğerlerine de hazır mı geldi?

    SORU 2: ODTÜ'ye saldıran metne senato kararları olmadan nasıl üniversitelerin imzası atıldı?

    SORU 3: “Orijinal metni ben yazdım ve diğerlerine gönderdim” diyecek bir rektör çıkacak mı? Kara Murat kim?

    SORU 4: Yoksa ODTÜ'yü hedef alan metin yukarıdan hazır mı geldi, örneğin Başbakanlıktan?

    Sendika.Org

    YanıtlaSil
  2. Sadece kul değil, pul oldunuz - Umur Talu (Habertürk)
    26 Aralık 2012 -

    Elbet tarihte ilk kez rastlanmıyor ama, devlet ve polis şiddetini makul görüp “öğrenci şiddeti”ni kınayan “Rektör” ancak “Direktör” olur!

    Müdür olur, Baş muavin olur, Şef olur, Ustabaşı olur; lakin özerklik, özgürlük, eleştiri, itiraz, tartışma, farklı görüş, hem kolektiflik hem bireysellik mekânı sayılan, yani öyle varsayılan üniversitede “Rektör” adıyla tarihe iz bırakmaz.

    Bazı üniversite rektörlerinin, amir devlete şirin görünmek için, ODTÜ öğrencisini ve onlara sahip çıkan ODTÜ Rektörlüğünü kınamaları utanç verici.

    Güçten, güçlüden, muktedirden yana bu tavırlarıyla, demokrasiden, hak ve özgürlüklerden, akademiden, eleştirel düşünceden, protesto hakkından ne anladıklarını, daha doğrusu hiçbir şey anlamadıklarını gösterdiler.

    Sadece kınamasınlar, kına da yaksınlar!

    * * *

    Siz 2 bin kadar polisin, zırhlıların, kadim bir üniversiteyi işgalini normal saydınız ya…
    Ha 12 Eylül 1980’in rektörü olmuşsunuz, ha Aralık 2012’nin.

    Hadi vakıf denen paralı üniversitelerin hem sermaye hem iktidar kulu kimi rektörünün, güçlünün ayağına kendini, üniversitesini, öğretim üyeleri ve öğrencilerini de sermesi bir yana…
    Özel bir durum ya…

    Beni en çok Galatasaray yaraladı.
    Epeydir yaralıyor zaten.
    Ya baroya darbeci hukukçu çıkartıyor…
    Ya iktidar borusuna düdükçü.

    Tabii ki öğrencilerini; öğrencinin hakkına hukukuna sahip ve destek çıkan, güçlülerin cumhuriyetçi veya muhafazakâr despotluklarına tavır alan öğretim üyelerini kastetmiyorum.

    Orası, o bina, daha 6-7 yaşında, toplumun ve ülkenin her kesiminden birer küçük çocuk olarak, kimimiz daha o yaşta babasını kaybetmiş, kimimiz leyli meccani, kimimiz daha hallice, okumak yazmak kadar, dayanışmayı, birbirimize sahip çıkmayı, güce karşı durmayı da hep birlikte öğrenmeye başladığımız ilk mektepti.

    Oradan bugüne… ne müthiş bir yolculuk.

    Ya darbecilere bayılanlar hakim oldu, ya iktidar gücüne yamananlar.
    Ya o sapına kadar elitist, ayrımcı ama cumhuriyetçi geçinen kibir…
    Ya sermayeye ve iktidara ilişip farklı olan her şeye düşman muktedir kibri.
    Ya da kokmaz, bulaşmaz, sinik, silik, bitkin, ürkek, sessiz, itaatçi, biatçi muallim terbiyesi!

    * * *

    İnsan, başka insanlara itaatle, biatle değil; haksızlığa, baskıya, güce itirazla iki ayağı üstünde durur.

    Az kişinin ulaşabildiği Üniversite; kadrosuna ve öğrencilerine, hele yoksul bir ülkede verdiği “öğrenme, düşünme, eleştirme, geliştirme, bilim, bilme ve ezber bozma” imkânıyla, güçlülere kul yetiştirme müessesesi değil, kulluk düzenlerini değiştirme ilhamıdır esasen.

    Siz…
    Rektör iken direktör oldunuz…
    Kul olurken pul oldunuz.

    Darbecilerin, baskıların, güçlülerin, iktidarların ayağına serilmiş tüm benzerleriniz gibi…

    Üniversite duvarına bir leke olarak düşeceksiniz!

    YanıtlaSil